27 Eylül 2012 Perşembe

CUMHURİYET MERKEZ BANKASI MI? YA DA MERKEZ BANKASININ SAHİPLERİ KİM?

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası mı yoksa Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankasımı? 2001 yılında tam bağımsız olan merkez bankasının bastığı banknotların üzerinde yazan "Cumhuriyet merkez bankası" ibaresi acaba sadece bankanın bağımsız olduğunu belirtmek için mi kullanılıyor? Evet Merkez bankası bağımsız bir yapıya sahip. Hatta bir Anonim şirkettir. Yani Ortakları vardır. Ancak devletin yüzde 55 ortaklığının bulunduğu bir bankanın hükümetten bağımsız olduğunu vurgulamak için "Cumhuriyet" ifadesinin kullanılması ne kadar mantıklı ki. Mesela Ziraat Bankası da A.Ş tir ancak Türkiye Cumhuriyeti Ziraat Bankası A.Ş. olarak geçmektedir.

Dünya Merkez Bankaları ile ilgili çok haberler ortalıklar da dolaşmakta. Özellikle Amerikan Merkez Bankasının bir kaç asırdır Rohtschild ailesinin elinde olması, Amerikan dolarını basıp devlete satmaları alışılmış bir durumdur. Bunun yanında Arap Baharı öncesi bir Rohtschild temsilcisinin Tunus devlet başkanı Zeynel Abidin ve Mısır Devlet Başkanı Hüsnü Mübarekle görüşmesi ve o devletlerin merkez bankalarının yüzde 15 ortaklıklarını istemesi yeni yeni duyulan konulardandır.

Dünya para piyasalarında ki bunca fırtınanın  yanında acaba Türkiye Merkez Bankası kimlerin ortaklıklarında ya da daha açık bir ifadeyle Merkez Bankasının sahipleri kim? sorusunu sormak her halde garip olmaz. 1970 yılına kadar %15'i devletin ortaklığında bulunan Merkez Bankasının 1970'den sonra %50'si devletin kontrolüne girmişti.  AKP iktidarıyla birlikte de Devletin hissesi %55'e çıkmıştı. Günümüzde devletin %55 ortaklığından başka, %33'ü Ziraat Bankası, Kızılay vs gibi yine devletle irtibatlı kurumların elindedir. Peki en son ortaklık yüzdesi olan %12 kimin elinde?

En başta şunu belirtmek gerekir ki 1970'e kadar olan sürecin çok iyi bir analizinin yapılması gerekmektedir. Çünkü %85lik ortaklar arasında yerli yabancı gerçek ya da tüzel kişilikler kimlerdir ve o dönem ülke ekonomisine yaptıkları müdahaleler nelerdir, olumlu mudur yoksa olumsuz mudur bunlar bilinmemektedir. Günümüzde ki yüzde 12lik ortakların bilinmemesi gibi.

Muzaffer DELİGÖZ'ün bilgi edinme kanunu kapsamında Merkez Bankasına sorduğu "Merkez Bankası ortakları kimlerdir ve ortaklar içindeki yabancılar kimlerdir?" sorusuna ise Merkez Bankası dolaylı cevaplar vererek isim vermemiştir. Sadece iki Türk ortağın adları basına yansımış hatta bunladan birinin yahudi kökenli "Bahar- Behar" olduğu söylenmiştir.

Başbakanın önermesi ve Cumhurbaşkanının atamasıyla gelinen Merkez Bankası başkanlığıda araştırılması gereken konulardan birisidir.

25 Eylül 2012 Salı

BALYOZ HAK EDENLERE İNDİ - NİHAYET-



- Fatih ve Beyazıt camiileri bombalanacak

- Yunanistan hava sahasında bir Türk jeti düşürülecek

- Vatansever ve liberal gazeteciler tutuklanacak

- Özellikle dini ve milli yönden duyarlı yüzbinlerce insan stadlara doldurulacak

- Ardından bu insanlar zindanlara tıkılacak

- En son seçilmi hükümet yıkılarak yerine ilk önce geçici askeri bir konsey ardından kukla bir hükümet getirilecek.

- İsrailin Filistin topraklarında yaptığı tecrit güneydoğu anadolu topraklarında yapılacak

Kim bilir belki de binlerce onbinlerce masum insan sırf dünya görüşlerinden dolayı işkencede ölecek, hapislerde çürüyecekti. 27 Mayısta, 12 Eylül'de, 28 Şubatta yapamadıklarını 2003 yılında yapmak istediler. Kökten bir temizlik yapmaktı amaçları ancak onlar bir plan yaparken, onların planını zelil ve rezil edecek daha büyük ve yenilmez bir başka plan yapan Biri vardı.

Planladıkları herşey başlarına geçti.

Türk yargısı nihayet darbe planlamanın ve gerçekleştirmenin idamla eşdeğer müebbet hapis cezası gerektirdiğini bize gösterdi.

Artık bu iş bitti. Yıkılış ve diriliş başladı...

21 Eylül 2012 Cuma

YASSIADA CANAVARLARI - ÖMER ALTAY EGESEL

Kini dini haline gelmiş bir adam. Ömer Altay Egesel. Ruhu o kadar kararmış ki, millete ve değerlerine o kadar düşman biri ki, milyonlarca kişiden oluşan halka karşı gösteremediği nefreti, halkın seçtiği ilk başbakana yargılanmasından idamına kadar her celsede göstermiş bir adam. Köy enstitülerinin yetiştirdiği vatan ve millet düşmanı sözümona öğretmenlere eşdeğer, maalesef savcılık makamına kadar çıkartılmış, çakma rejimin yetiştirdiği bir soysuz.

Celal Bayar, Adnan Menderes ve sair DP'lilerin yargılandığı Yassıada duruşmalarının savcısı ve cellatı Ömer Altay Egesel ile ilgili bir kaç tespit:
Yavuz Bülent Bakiler'in 29.09.1997 tarihli Türkiye Gazetesindeki köşe yazısı:


"...idam gömleiğini giydirdiler.Ellerini arkadan kelepçelediler.Aynı tahta sandalyenin üstüne oturttular.O, sırada bir kaynaşma oldu.Divan Başsavcısı Altay Ömer Esegel geldi.Yanında Selman Yörük ve birkaç Yassıada hakimide vardı.Boynuna fermanını taktılar.Beyaz idam gömleğinin altından kravatıt üst kısmı görünüyordu.Bir subay parmağını kravata taktı ve;"Vay kerata vay!Kravat takmayı da ihmal etmemiş!"dedi.Şöyle bir çekti.Menderes de boş bulunmuştu.Yüzükoyun yere uzandı.Elleri arkadan bağlı olduğu için kendini kollayamamış,döşemenineski tahtaları suraını yırtmıştı.Kaldırıp yerine oturttular.Garnizon komutanı Bnb. Ağah Andac; "Kalk gidiyoruz.." dedi.Egesel alaylaı alaylı gülerek sordu:"Dini telkine de lüzum varmı?"Menderes boynunu büktü ve boğuk br sesle;"Fena olmaz!" dedi.Ziraat teknisyeni Erçetin Eşiyok'un odasına aldılar.

"..Menderes tam 14.29'da sehpaya çıkıyor.Yüzü bembeyaz,gözleri dalgındır. Birşeler mırıldanıyor.Ne dediğini kimse anlamıyor.Cellat,ipi boynuna geçiriyor ve sandalyeye bir tekme vuruyor.Menders,boşlukta sallanacağı yere masanın üzerine,oradan da yere yuvarlanıyor.Çünkü ipin diğer ucu sehpaya bağlanmamıştır.Bana anlatanlar diyorlar ki:"Birdenbire çeeeek!" diye bir emir verildi.Bizde sanki daha önce bir defa prova yapmışız gibi ipin meydanda bulunan ucunu tuttuk ve çektik.Asabımız bozuldu.Çok çekmişiz.Menderesin kafası sehpanın üst tarafına çarptı ve kanadı.Sonra;"Çok çektiniz,biraz gevşetin!" dediler.Gevşettik ve bin bir güçlükle ipi sehpaya bağladık.Menderes henüz ölmemişti.Can çekişiyordu.Başından şakağına doğru ince bir kan sızıyordu.Onun için önden ve yakından resim çekmediler.O sırada ambar binası tarafından Egesel geldi.Elleri cebindeydi.Cellatın bacakarlın tutp salladığı cesede baktı ve bir eliyle işaret ederek;"Ey bir zamanın devletlisi...Bu namussuz,bir defa değil 9 defa asılacak namussuzdu.!"

Cellat bacaklarından tuttuğu cesedi sağa sola çeviriyor;"İşte başbakanınız.. Ruhu uçtu,kendisi .ıçtı"diyordu.Bir ara Egesel'e dönerek:
"Baba, ver öbürlerinin de işini bitireyim..!"

Egesel gülerek cevap verdi:
"Al oğlum!..Benden yana sana hepsi helal olsun!Ama bunlar bırakmıyorlar!"
Bunlar dediği subaylardı..


Menderesin şehit edilmesinden 20 yıl sonra Emekli olup Avukatlık yapan Egesel'in meşhur müvekkilleri: PKK terör örgütü lideri Öcalan'ın elini sıkmaya, ona övgüler düzmeye PKK kamplarına giden, Ergenekon Terör örgütü davasında yargılanan Doğu Perinçek ve 18 arkadaşı.
(12.02.1981 tarihli Milliyet gazetesi)

 
 
Doymak bilmez bir iştahla 10 yıl boyunca Türkiye Cumhuriyetini yöneten kadroların kanını isteyen bir savcı:
 
 
 

 
 



19 Eylül 2012 Çarşamba

50 YILLIK GAZETE ; "MİLLİYET" !!

Burnumuzun dibinde resmen savaş devam ediyor. Üstelik savaşın şiddeti o kadar yoğun ki Türkiye'nin Suriye'ye sınır ilçeleri bile bu savaşın olumsuz etkilerinden dolayı teyakkuzda. Savaşın kurşunları ilçemiz belediye başkanının evine kadar geliyor. Okullar tatil edilmiş bu ilçelerde. Böyle bir durumda bile bu önemli ilçemizin ismini taa en kuzey deki bir başka ilçemizin ismi ile karıştıran büyyük!! gazetelerimiz var...


Oysa ki bu ilçenin doğru adı: