Büyük bir kısmı yerli yapımı olan Göktürk - 2 uydusunun fırlatma töreninin ODTÜ'de yapılması belli bazı gruplar için ortalığı yakıp yıkma, huzuru bozma ve fitneyi diriltme için bir fırsat olarak görüldü. Pek tabiki bu fırsat kaçırılmadı. Toplumsal provake kokan bu tip olaylar genelde belli yerlerde planlanıp bir grup üniversite öğrencisi tarafından hayata geçirilmesi toplumda şu şekilde bir kanı oluşturdu. Sanki üniversitelerin hepsi, öğrencisiyle öğretim görevlisiyle muhalif, devrimci ve sözümona ilerici!!!. Olaylara birde şu açıdan bakalım:
- En son ODTÜ olaylarında eylem yapan grubun sayısı takriben elli kişi olmasına rağmen bu elli kişi içinde ODTÜ öğrencisi sayısı üçte birden daha az.
- 17.000 öğrencisi bulunan bir üniversitede eylemlere katılan öğrenci sayısının bu denli az olmasına rağmen kamuoyuna öyle bir şekilde lanse edildi ki sanki Türkiye'de ki tüm üniversite öğrencileri muhalif ya da daha amiyane bir deyişle devrimci. Oysaki Türkiye'de gerek 12 Eylül öncesinde gerekse şimdi ortalığı yakıp yıkan, fayda yerine hep zarar veren kesim hep bir avuç olmuştur, ancak bu bir avuç içi kadar insanın verdikleri zarar o kadar büyük olmuştur ki sayıları binlerce, onbinlerce zannedilir.
Demokrat Parti iktidarından bu yana hep sağ iktidarlarda (Zaten Solun iktidar olduğu pek de görülmemiştir) bu öğrenciler ortalığa salınmış, kendilerine verilen emir ve direktif doğrultusunda bombaların pimini çekmiştir. Ancak medya, kamoyuna bu öğrencilerle ilgili "onlar daha genç, kanları kaynıyor, iktidar da bunlara müsamaha ile baksın" algısını yerleştirdiği için ortalığı karıştırma emri verenlerin istedikleri ortamlar hep oluşmuştur. Karşılarına itiraz edecek bir başka grup öğrenci çıktığı zamanda linç kültürü ile karşılarındakini yoketmek için herşeyi yapmışlardır. En bariz örnek 1970 yılında Ankara'da Erkek Teknik Öğretmen Okulunda ciğerleri bisiklet pompasıyla patlatılan ve üçüncü kattan atılarak katledilen Dursun ÖNKUZU'yu öldürenlerde aynı ODTÜ'de Demokratik taleplerini dile getirdiklerini iddia edenler gibi bir kısım devrimci öğrenciydi.
Bu ve buna benzer örnekler hiçte az değildir. 1968 yılında Ruhi KILIÇKIRAN cinayeti, 1969 Bahattin DEDEŞAN,Mustafa KAHRAMAN, Kemal ERTÜRK, 1970 yılında Yusuf İMAMOĞLU ve Süleyman ÖZMEN cinayetleri daha sağ - sol çatışmasının kan dökme boyutuna varmadığı zamanların ilk maktullerini doğurmuştur. Üstelik bu maktullerin hepsinin Anadolu evladı Milli - Muhafazakar kişiler olmasıda aslında eli kanlı katillerin , hazımsızların, canilerin kimler olduğunu ortaya koymuştur.
Baştada dediğimiz gibi bu necip milletin CHP ve türevlerine yol vermemesi ve halkın Kemalist diktanın yerine hep sağ partilere destek vermesi solun içinde öyle bir dert ve kin oluşturmuştur ki özellikle gençleri önden salarak huzursuzluk ortamını oluşturmayı başarmışlardır. Mesela ODTÜ olaylarına benzer bir olay günümüzden 50 sene önce yine yaşanmıştı. 27 Mayıs ihtilalinin mağdurlarından Celal BAYAR'ın tutuklu olduğu Kayseri cezaevinden çıkması ve Ankara'da tezahüratlarla karşılanması birilerindeki hazımsızlığı yine hortlatmış, halkın ekseri bir kısmının 27 Mayıscılara olan tepkisini günyüzüne çıkarmıştı.
Celal BAYAR gibi -onların deyimiyle-düşüklere gösterilen bu ilgiye kinlenen yine bir kısım halktan uzak asilzadeler ki içlerinde öğrenciler, medya hatta zamanın cumhurbaşkanıda vardır, ardı ardına bombalamaya başlamışlardı. Mesela öğrenciler!! Celal BAYAR'ı karşılayan APlilere linci başlatmıştı bile. Üstelik bu linci Atatürk devrimlerini korumak adına yapıyorlar ve 27 Mayıs darbesine bağlılıklarını sunuyorlardı:
Tabi bu saldırgan gençler Cumhurbaşkanının bile dikkatini çekmişki zamanın cumhurbaşkanı gençlerin bu provakasyonunu öve öve bitirememiş:
Medyanın iri yazar çizerleri de üniversitelileri dolduruşa getirmeye devam ediyordu:
Görüldüğü gibi sırf Demokrat Parti döneminin Cumhurbaşkanı hapishaneden çıktı diye onu karşılayan halka karşı kinlerini kusmak isteyen bu bir avuç üniversiteliden öte asıl suçlu onları yönlendiren, gaza getiren medya ve siyasiler olmuştur. Bu olayların sonucuda 12 Eylül askeri darbesine kadar uzamış, ülke kaostan kaosa sürüklenmiştir.
İri medya kanallarında yaptıkları dizilerde 30 - 40 yıl öncesinin olaylarını hep sağ kesimin üstüne yamamaya çalışanlara ve hala 90 sene öncesinde yaşayan zihinlere duyurulur...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder