Demekki övülmek helak, yapıcı eleştiriye maruz kalmak nimet olumsuz eleştiriye maruz kalmak ise imtihandır. Buna göre günümüz devlet adamlarının tavırları nasıldır ve nasıl olmalıdır acaba?
Bu konuda en çok eleştirilen sanırım Başbakan Recep Tayyip ERDOĞAN'dır. Eleştiriye pek tahammülü olmadığı bilinen başbakanın akil eleştirilere de sert tepki göstermesi bazen inanılmaz olabiliyor. Bunlardan biri 2008 yılında Fehmi KORU'nun başbakan için söylediği "iktidara geldiğinde Obama gibiydi, şimdi Bush'u andıran politikalar izliyor" sözüydü. Söyleyen ve içerik bakımından doğru veya yanlış olabilir. Ancak Başbakanın verdiği tepki çokta doğru değildi sanırım.
Bunun gibi birçok örnek mevcut. Bir şehit ailesinin acısı üzerine söylediği "Askerlik yan gelip yatma yeri değildir" veya Mersinli çiftçi için söylediği "Ananı al da git" benzeri sözler de bunlara eklenebilir. Tabi burada Mersinli çiftçinin gösterdiği tepki de elbette normal bir tepki değildi. Ancak bunlara sabretmez isek, imtihanları nasıl hayırlı bir şekilde atlatabiliriz ki?
Bir başka örnekte -özellikle canımızı sıkan- şuydu:
Bir öğretmen haklı bir talebini bu şekilde ifade etmiş. Acaba merak ediyorum hakaret mi etmiş? Bu şekilde bir cevabı haketmiş mi? Bilemiyoruz?
Ancak bu konuda sadece başbakana yüklenmek doğru olmaz sanırım. Sanırım oturulan koltuk veya iktidar insanları gergin veya tahammülsüz yapabiliyor. Mesela Eski başbakan ve cumhurbaşkanı Süleyman DEMİREL'in 02.04.1989 tarihinde Fethiye'de yaptığı konuşma esnasında kendisine yalan söylüyorsun diye bağıran bir kadının tutuklandığına dair gazete küpürü:
Bu ve buna benzer birçok haber bulabiliriz. Önemli olan Hz Ömer gibi İslamdan önce kız çocuğunu toprağa gömen bir insanın İslam ile birlikte eleştiriyi acizlik olarak görmemesi, yöneticiliğini halkın kontrolüne vermesidir. Amaç Hz Ömerler yetiştirmektir. Bunun yoluda Ömer'i Hz.Ömer yapan Muhammedi bir eğitim metodudur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder